Bu makale Foreign Affairs makalesidir ve Üç Cümle tarafından çevrilmiştir.
İçindekiler
Nereden nereye?
ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı her geçen gün daha da kızışıyor. Bir zamanlar Amerika’nın oyun bahçesi olan Çin şimdilerde kozunu arttırdı ve arttırmaya devam ediyor. Apple’ın Çin’de ilk kez iPhone üretmeye başladığı 2007 yılı ve civarlarında, ülke teknolojik gelişmişlikten ziyade ucuz işgücü ile tanınmaktaydı. O dönemde Çinli firmalar iPhone’un tüm dahili bileşenlerini üretmek için Almanya, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri’nden ithal edilen ürünler kullanıyordu. Çin’in cihazlara katkısı, fabrikalarda bu bileşenlerin montajı için harcanan emekle sınırlıydı. 2018 yılında iPhone X piyasaya çıktığında, durum ciddi ölçüde değişmişti. Çinliler sadece iPhone montajı yapmıyor, aynı zamanda iPhone’ların içindeki çoğu parçayı üretiyordu. Karmaşık teknolojilerde uzmanlaşan bu firmalar, Asyalı ve Avrupalı rakiplerinden daha iyi ürünler üretiyordu. 2007 yılında bir iPhone’un sadece %4’lük katma değerini üreten Çin, 11 yılda bu sayıyı %25’e yükseltti. Yeni nesil iPhone’larla birlikte bu eğilim daha da hızlanmış durumda.
Çin’in başarısı Sadece iPhone ile alakalı değil
Her ne kadar iPhone özel bir durum olsa da (en karmaşık donanımlardan biri olarak olağanüstü bir teknoloji yelpazesine dayanıyor) Çin’deki genişleyen ayak izi daha geniş bir eğilimi yansıtıyor. Üretilen malların çoğunda, Çinli firmalar yabancı yapım bileşenleri bir araya getirmenin ötesine geçerek kendi en son teknolojilerini üretmeye başladılar. Yenilenebilir enerji sektöründeki hakimiyetinin yanı sıra Çin artık yapay zekâ ve kuantum bilişim gibi yeni teknolojilerde de ön saflarda yer alıyor.
Çığır açan araştırma ve bilimsel inovasyona nispeten düşük katkılarına rağmen Çin, bir sürü stratejik teknolojide ABD’yi geride bırakmak yepyeni endüstrileri ölçeklendirme stratejisine soyundu. Pekin ile artan rekabetinde ABD hükümeti, Çin’in kritik Batı yapımı teknolojilere erişimini sınırlamaya ve kendi bilimsel inovasyon anlayışını güçlendirmeye çalışıyor.
ABD’nin Çin’e çip satılmasını yasaklayan yasası
2022 yılında Biden yönetimi, 280 milyar dolarlık CHIPS ve Bilim Yasası ile Amerikan yapımı teknolojiyi desteklerken, gelişmiş çip teknolojisinin Çinli firmalara satışına geniş çaplı kısıtlamalar getirdi. Ancak Çinli firmaların istikrarlı bir şekilde ilerleyen teknolojik becerileri, bu yaklaşımın Amerika’nın daha büyük bir resmi gözden kaçırıyor olabileceğini düşündürmekte. Çin’in yükselişi sadece Batılı firmalardan kopyalama ve çalma sonucu gerçekleşmedi. Bu yükseliş önemli ölçüde, Çin’in kendi endüstriyel yeteneklerindeki gelişmelerle, ülkenin geniş ve sofistike imalat işgücünden gelen kazanımlarla beslendi. Bu güçlü yönler, Çin’in ABD’nin son birkaç yıldır uyguladığı çip kısıtlamalarına verdiği yanıtta açıkça görülmektedir.
ABD ne yapmalı?
ABD ve müttefikleri için Çin’in büyük bir teknoloji gücü haline gelmesi çok önemli sonuçlar doğuracaktır. Batı’nın aksine Çin, teknoloji sektörünü göz alıcı araştırmalara ve ileri bilime değil, daha az gösterişli olan üretim kabiliyetlerini geliştirme görevine oturttu. Eğer Washington teknoloji konusunda Pekin ile rekabet etme konusunda ciddiyse, bilimde öncü olmaktan çok daha fazlasına odaklanması gerekecektir. Ayrıca, inovasyonları daha büyük ölçekli hale getirmek ve ürünleri daha iyi ve daha verimli bir şekilde üretmek için işgücünü Çin’in yaptığı gibi kullanmayı da öğrenmelidir. ABD’nin gelişmekte olan teknolojilerdeki liderliğini yeniden kazanabilmesi için, üretimi ayrılmaz bir parça olarak ele alması ve rakiplerine elindeki kaynakları aktarmayı azaltması gerek.
Şüpheler
Pek çok insan Çin’in teknoloji liderliğine şüpheyle yaklaşıyor. Ülke şimdiye kadar az sayıda çok uluslu firma ya da dünya çapında tanınan marka yaratabildi. Japonya ve Güney Kore’nin aksine Çin, dijital kameralar veya oyun konsolları gibi yeni tüketici elektroniği kategorileri oluşturamadı. Otomobil veya uçaklarda da Avrupa ve ABD ile rekabet edemedi. Bunun yerine Çinli şirketler çoğunlukla gelişmekte olan ülkelerde daha düşük fiyatlara satabilecekleri ürünler üretmeye odaklandılar. Önde gelen Çin markalarının azlığı, Batı’nın Çin’i bir inovasyon yuvası olarak değil de bir fabrika olarak görmesine sebep oldu. Çin ayrıca bazı kritik teknolojilerde Batı’nın oldukça gerisinde kaldı. Çin’in çip endüstrisi, cep telefonu çiplerinin ve bazı gelişmiş bellek çiplerinin tasarımı da dahil olmak üzere birkaç kayda değer başarıya sahip. Ancak mantık çiplerinin (tüm dijital ürünlerin içindeki işlemciler) üretiminde Çinli firmalar, küresel lider olan Tayvanlı TSMC şirketinin epey gerisinde. Çip üretimi için gerekli özel araçları geliştirme konusunda ise zayıflar. Ve en gelişmiş çipleri tasarlamak için gereken yazılım teknolojilerini yaratma konusunda henüz yolun başındalar. Benzer bir durum Çin’in havacılık sektöründe de mevcut.
Çin’in Batı teknolojisine olan bağımlılığı
Çin’in Airbus ve Boeing’e rakibi ve tahmini 71 milyar dolarlık devlet desteğiyle desteklenen Commercial Aircraft Corporation of China (COMAC), kuruluşundan on beş yıl sonra, ilk operasyonel ticari uçağını üretmeye neredeyse başlamadı. Hem çip hem de havacılık sektöründeki Çinli firmalar, temel bileşenlerinin birçoğunun Batı tarafından tedarik edilmeye devam etmesinden son derece rahatsız. ABD’nin yeni çip kısıtlamalarının Çinli firmaları sıkıntıya sokma nedeni de Batı teknolojisine olan bu tür bağımlılıktır. Ancak bu ciddi kırılganlıkların ortasında Çin diğer birçok teknolojide hızlı bir ilerleme kaydediyor. Çinli firmalar robotik kollar, hidrolik pompalar ve diğer ekipmanlar gibi gelişmiş makine aletlerinin üretiminde Avrupalı ve Japon meslektaşlarına karşı hızla ilerleme kaydetmiştir. iPhone’un da gösterdiği gibi, Çin artık Japonya, Güney Kore ve Tayvan’a elektronik tedarik zincirinde güçlü bir rakiptir. Çinli şirketler, ByteDance’in TikTok’unun Facebook’a yaptığı gibi Silikon Vadisi’nin teknoloji devlerine karşı rakip olabilir. Çin, ultra yüksek voltajlı iletim hatları, yüksek hızlı demiryolu ve 5G ağları da dahil olmak üzere modern altyapı inşasında dünyaya öncülük ediyor. 2019’da Çin, Ay’ın uzak tarafına bir gezici araç indiren ilk ülke oldu; bir yıl sonra Çinli bilim insanları uydu aracılığıyla kuantum şifreli iletişim kurmayı başararak ülkeyi erişilemez kuantum iletişimleri kurmaya yaklaştırdı. Bu başarılar, Çin’in giderek daha zor işlerde ustalaşmak için gösterdiği istikrarlı çabanın göstergesidir. Bir bütün olarak ele alındığında, Çin’in teknolojik gelişimi ülkenin çizdiği imajdan çok daha iyi bir konumda. Fakat yine de Çin birçok kritik alanda geride kalmaya devam ediyor ve en önemli teknoloji firmalarından bazıları (hem ABD hem Çin tarafından) yaptırım ve baskılarla karşı karşıya. Bu zorluklara rağmen Çin endüstrileri dünya standartlarına ulaşıyor ve ülkenin teknolojisi istikrarlı bir şekilde gelişiyor.