/

Dünya’da enflasyonun durumu: ABD enflasyon verisi ve global enflasyon piyasaları nasıl etkiler?

Enflasyon piyasaları nasıl etkiler? Enflasyon ile piyasalar arasında nasıl bir ilişki var? Yüksek enflasyon oranları neye yol açar? Bu soruların cevabını içeren küresel ekonomik görünüme ilişkin dört senaryo gündemde. Bunlardan üçü, piyasalar için geniş çapta etkileri olan olası büyük riskler içermekte. Piyasaların enflasyon verisine yönelik beklentisi çok önem arz ediyor.

Üç cümle özeti için tıklayınız.

En olumlu 2 senaryo:

Gelişmiş ülkelerdeki merkez bankalarının bir ekonomik durgunluğu tetiklemeden enflasyonu %2’lik hedeflerine geri çekmeyi başardıkları “yumuşak iniş” senaryosu. Bir de “yumuşağımsı iniş” olasılığı var. Bu olasılıkta enflasyon hedefine ulaşılır ancak nispeten hafif bir durgunluk yaşanır.

Üçüncü senaryo ise:

%2 enflasyona geri dönmenin uzun süreli bir durgunluk ve potansiyel olarak ciddi finansal istikrarsızlık (daha fazla bankanın sıkıntıya girmesi ve yüksek kaldıraçlı kuruluşların ciddi borç ödeme zorlukları yaşaması gibi) gerektirdiği sert bir iniştir. Enflasyonu kontrol altına alma çabası şiddetli ekonomik ve finansal istikrarsızlığı beraberinde getirirse, dördüncü bir senaryo mümkün hale gelir: Merkez Bankaları korkak davranır ve hedefin üzerinde enflasyona izin vermeye karar verir, bu da enflasyon beklentilerinin sabitlenmesini ve kalıcı bir ücret-fiyat sarmalını beraberinde getirir.

Mevcut durumda Euro Bölgesi, GSYH’nin 2022’nin dördüncü çeyreğinde ve 2023’ün ilk çeyreğinde düşmesi ve enflasyonun (son dönemdeki düşüşüne rağmen) hala hedefin oldukça üzerinde olması nedeniyle halihazırda zaten bir gerilemenin içinde. Birleşik Krallık henüz ekonomik durgunlukta değil ancak büyümeleri keskin bir şekilde yavaşladı ve enflasyon inatçı bir şekilde yüksek seyretmeye devam ediyor (OECD ortalamasının üzerinde). Amerika Birleşik Devletleri’nde ise temel enflasyon (gıda ve enerji fiyatları hariç) yüksek kalmaya devam etse de (düşmekle birlikte %5’in üzerinde seyretmektedir) ilk çeyrekte keskin bir ekonomik yavaşlama söz konusudur.

Bu arada, Çin’in COVID sonrası toparlanması da durmuş gibi görünmekte ve bu hükümetin 2023 için belirlediği %5’lik nispeten mütevazı büyüme hedefini de sorgulatmaktadır. Diğer yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomiler ise (Hindistan hariç) potansiyellerine kıyasla nispeten daha düşük bir büyüme sergiliyor ve birçoğu hala çok yüksek enflasyondan dolayı sıkıntı çekiyor (Türkiye’de de gördüğümüz gibi).

markus spiske jgOkEjVw KM unsplash
Dünya'da enflasyonun durumu: ABD enflasyon verisi ve global enflasyon piyasaları nasıl etkiler? 2

Peki, dört senaryodan hangisi en olası?

Enflasyon gelişmiş ekonomilerin çoğunda düşmüş olsa da, kısmen işgücü piyasasındaki gerginlik ve hızlı ücret artışının işgücü ağırlıklı hizmet sektörlerindeki enflasyon üzerindeki baskıyı artırması nedeniyle, Merkez Bankalarının umduğu kadar hızlı bir şekilde düşmüyor. Ayrıca, genişlemeci maliye politikaları hala tüketimi beslemekte ve enflasyonun sürekliliğine katkıda bulunmakta.

Bu durum Merkez Bankalarının fiyat istikrarı görevlerini yerine getirmelerini daha da zorlaştırıyor. Merkez bankalarının faiz artırımlarını tamamladığı ve hatta 2023’ün ikinci yarısında faiz indirimlerine başlayacağı yönündeki piyasa beklentileri boşa çıkmıştır. ABD Merkez Bankası, Avrupa Merkez Bankası, İngiltere Merkez Bankası ve diğer büyük merkez bankalarının çoğu faiz artırımlarına ara vermeden önce faizleri daha da artırmak zorunda kalacak. Bunu yaptıkça, ekonomik yavaşlama daha kalıcı hale gelecek, ekonomik daralma ve yeni borç ve bankacılık stresleri riskini artıracaktır.

Aynı zamanda, Wagner’in Moskova’ya yönelik başarısız başkaldırışı gibi aniden ortaya çıkan olumsuz gelişmeler de dünyayı istikrarsızlığa, küreselleşmeye ve daha fazla parçalanmaya doğru itmeye devam ediyor.

Olumlu açıdan bakıldığında,

Mart ayındaki banka iflaslarından bu yana ciddi bir kredi daralması riski azalmış ve bazı hammadde fiyatları (kısmen ekonomik durgunluk beklentileri nedeniyle) hafifleyerek hammadde enflasyonunun kontrol altına alınmasına yardımcı olmuştur. Dolayısıyla sert iniş riski (üçüncü senaryo) birkaç ay öncesine göre daha düşük görünmektedir. Ancak hala yüksek seyreden fiyat artışları ve temel enflasyonun merkez bankalarını ilave faiz artışları yapmaya zorlamasıyla, önümüzdeki yıl içinde yaşanacak kısa ve hafif bir ekonomik durgunluk (ikinci senaryo) çok daha olası hale gelmiştir.

Daha da kötüsü, hafif bir ekonomik durgunluk gerçekleşirse, bu durum tüketici ve iş dünyasının güven duygusunu daha da zedeleyerek daha şiddetli ve uzun süreli bir gerileme için gerekli koşulları yaratabilir ve finansal ve kredi gerilimi riskini artırabilir. İkinci senaryonun üçüncüye dönüşme olasılığı karşısında merkez bankaları ciddi bir ekonomik ve finansal krizi tetikleme riskini almaktansa gözlerini yumarak enflasyonun %2’nin oldukça üzerinde kalmasına izin verebilirler.

Dolayısıyla 2020’li yılların başındaki para politikası çıkmazı devam etmektedir. Merkez bankaları fiyat istikrarı, büyüme istikrarı (durgunluk olmadan) ve finansal istikrarı aynı anda sağlamak gibi son derece zor bir görevle karşı karşıyadır.

Bu senaryoların varlık fiyatları üzerindeki etkileri nelerdir? Şimdiye kadar, ABD ve küresel hisse senetleri 2022 ayı piyasasından geri döndü ve devlet tahvili getirileri hafifçe düştü. Bu enflasyonun hedef orana doğru düştüğü ve büyüme daralmasının önlendiği dünya ekonomisi için yumuşak iniş ile tutarlı bir model. ABD hisse senetleri aynı zamanda yeni nesil yapay zeka etrafındaki ‘hype’ ile desteklendi.

Ancak sert iniş bir yana, kısa ve yüzeysel bir ekonomik durgunluk bile ABD ve küresel hisse senetlerinde önemli düşüşlere neden olacaktır. Ve eğer merkez bankaları gözlerini kırparsa, enflasyon beklentilerindeki artış uzun vadeli tahvil getirilerini artıracak ve temettülere uygulanacak daha yüksek indirim oranı nedeniyle nihayetinde hisse senedi fiyatlarına zarar verecektir.

Kripto para birimleri olan Bitcoin ve Ethereum gibi varlıklar da, artık küresel gidişattan oldukça etkilendikleri için hisse senedi piyasalarıyla benzer bir kaderi paylaşacaklardır.

Küresel ekonomi için şiddetli bir kasırga birkaç ay öncesine göre daha az olası görünse de, hala önemli ekonomik ve finansal hasara neden olabilecek bir kasırga ile karşılaşmamız muhtemeldir.

Bu yazı kişisel görüş içerir ve yatırım tavsiyesi değildir.

Önceki yazı

ÖZET: Apple yapay zeka ile bizi öğrenip bizi konuşturacak.

Sonraki yazı

ÖZET: Dünya ekonomik gerileme riskiyle karşı karşıya